Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Al Jazeera'ya verdiği röportajda Türk dış politikasının önceliklerine dair önemli açıklamalarda bulundu. Fidan, Orta Doğu, Kafkaslar, Balkanlar, Karadeniz ve Akdeniz’de (Ege’yi de kapsayacak şekilde) yaşanan çatışmaların sona ermesinin, ekonomik büyüme ve halka temel ihtiyaçların sağlanması açısından kritik olduğunu ifade etti.
"Her bireyin toprak bütünlüğüne saygı gösteren, başkalarının güvenliğine tehdit oluşturmayan ve ekonomik kalkınmayı hedefleyen bir dış politika anlayışı benimsiyoruz" diyen Fidan, İsrail’deki Binyamin Netanyahu yönetiminin güvenliği, iki devletli çözüm yerine bölgedeki yayılmacılığı ile gördüğüne dikkat çekti.
Fidan, Müslüman ve Arap ülkeleri olarak İsrail yönetimine, "İki devletli çözümü kabul et, hem Arap ülkeleriyle hem de diğer Müslüman ülkelerle barış sağla" dediklerini vurgulayarak şunları ekledi:
Her iki taraf da güvenliğini hissetmeli. Ancak, Filistinlilerin devlet taleplerinin göz ardı edilmesi, onların topraklarının ilhak edilerek Lübnan ve Suriye’yi işgal etmeye yönelik planların varlığını görmekteyiz. Sonsuza dek bu şekilde sürdürülemez. Amerika, bu yanlış politika konusunda size yardım ediyor, ama bu sürdürülebilir bir yaklaşım değil. Gelin, Arap ülkeleri ve Türkiye ile birlikte, iki devletli çözüm için uzlaşı sağlayın; böylece hem kendinizi güvende hissedersiniz hem de bölgeye huzur gelir. Bu tür işgal politikaları son derece tehlikeli sonuçlar doğurur.

"Güvenlik önlemleri ve Türkiye’nin İsrail’e vereceği güvencelerden bahsedilmişti. Bu da Suriye’nin güneyinde bir savunma mekanizmasının olmayacağı anlamına geliyordu. Böyle bir konuyu İsrail veya Suriye ile görüştünüz mü?" sorusuna Fidan, İsrail ile bu tür konuları müzakere etmediklerini, Suriye’nin şu anda kendi milli birliği ve toprak bütünlüğünü sağlama yolunda adımlar attığını söyledi.
Fidan, Suriye’nin toprak bütünlüğünün tehdit edilmesinin, bir yandan PKK terör örgütü, diğer yandan da İsrail müdahalesi açısından kabul edilemez olduğunu ve bu durumun bölgedeki istikrarsızlığı artırdığını aktardı.
"SURİYE HALKI İŞGALE İZİN VERMEZ"
Fidan, Suriye halkının cesur bir millet olarak son 15 yılda kendi özgürlükleri ve onurları için büyük fedakarlıklar yaptıklarını belirtti. Milyonlarca insan yerinden edilirken, yüz binlerce kişinin de şehit olduğunu vurguladı.
Fidan, "Türkiye dahil, kim Suriye'nin topraklarına göz diker, Suriye halkının geçmişte olduğu gibi bugünde bu tür işgallere asla izin vermeyeceğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Fidan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Türkiye ziyaretine ve Rusya-Ukrayna Savaşı ile ilgili değerlendirmeler yaparak, Suriye ile Rusya arasında bir tarihsel bağ olduğunu belirtti. "Bu bağ sayesinde daha önce sosyal, ekonomik ve güvenlik alanlarında ilişkiler gelişti. Şimdi yeni dönemde, başta Rus askeri üsleri olmak üzere çeşitli konularda görüşmeler yapıldı" dedi.
"UKRAYNA SAVAŞINDA SONA GELİNDİ"
Fidan, Rusya ve Amerika’nın müzakereleri ve Ukrayna’daki savaşla ilgili Türkiye'nin arabuluculuk rolü hakkında soruları yanıtladı.
Ukrayna savaşında bir sona doğru gidildiğine dair itibari belirtiler olduğunu ifade eden Fidan, tarafların ateşkese nasıl ulaşacakları üzerine tartışmalar yürüttüğünü dile getirdi. Amerika ve Rusya'nın bu görüşmeler için temsilciler belirleyeceğini ve her iki tarafın da siyasi irade geliştirdiğini söyledi.
Fidan, Amerikalıların verileri toplayarak bir yol haritası hazırlayacaklarını ve bunu taraflara sunacaklarını belirtti. Bu haritaya her iki tarafın, Rusya ve Ukrayna'nın yanı sıra Avrupa'nın da çeşitli değişiklik talepleri ile geleceğini düşündüğünü ifade etti. Önümüzdeki birkaç ay içinde bu konuların hız kazanacağını, Ukrayna savaşının sona ermesi için önemli gelişmeler yaşanacağını vurguladı.
Fidan, Avrupa’nın esas itibarıyla Amerika ile birlikte Ukrayna için bir askeri plan geliştirdiğini aktararak, şu an ise Amerika'nın dışlandığı bir senaryoda Avrupa'nın tüm siyasi ve askeri kapasitelerinin çaresiz kaldığını, bu durumun Avrupa güvenliğinin zayıflaması anlamına geldiğini dile getirdi.
Fidan, Avrupa’da Amerika'nın sağladığı güvenlik çerçevesinde kurulan Avrupa Birliği, Avrupa demokrasileri ve ekonomisinin önemli olduğunu vurgulayarak, bunların olmadığı bir dünyada Avrupalıların büyük bir güvenlik krizi ile karşı karşıya kaldığını ifade etti. "Ukrayna konusundaki Amerikan tavrı, Trump döneminde ortaya çıkan, 'Ruslarla ilişkileri düzeltmeli, savaşı bitirmeliyiz, milyonlarca insanın ölümü sona ermelidir' mesajı Avrupa’ya farklı bir sinyal yolluyor. Şimdi Avrupa, Almanya'daki seçimlerin ardından farklı bir güvenlik yapısı içinde konumlanma arayışında olabilirler, NATO’nun dışında bir alternatif arayışına girebilirler" şeklinde konuştu.

Fidan, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği ile ilgili soruya şöyle yanıt verdi:
Türkiye'nin Avrupa Birliği’ne ilişkin görüşü, Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi hala üyeliktir. Bu konudaki tutumumuz siyasi irade tarafından değiştirilmedi. Ancak Avrupalıların kimlik politikaları nedeniyle Türkiye’yi üye yapmama yaklaşımı var. Umuyorum ki, yeni dönemde bu konuyu yeniden değerlendireceklerdir.
"TRUMP'IN GAZZE PLANINI SAVUNAN İKİ ÜLKE ÇIKAR"
Gazze’de ateşkesin sona ermesi ve İsrail’in saldırılarına devam etme olasılığı hakkında değerlendirme yapan Fidan, bunun hoş bir durum olmadığını belirtirken, "Burada başta Mısır, Ürdün ve Körfez ülkeleri olmak üzere bir duruş sergilemeleri gerektiğini düşünüyorum. Yani İsrail’e karşı bir tutum belirlemeleri elzemdir. Bu tür tutumlar kabul edilemez" dedi.
Fidan, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze’yi devralma ve Filistinlileri zorla yerinden etme projesinin Türkiye tarafından kabul edilmeyeceğini vurguladı ve bu planın ciddiye alınmaması gerektiğini ifade etti.
Türkiye'nin bu konudaki tavrının net olduğunu belirten Fidan, "Bunu destekleyen dünya genelinde yalnızca iki ülke çıkar; bir Amerika, bir de İsrail. Bunun dışında kalan dünya ise buna karşıdır" şeklinde konuştu.
Bu planı 'akıl tutulması' olarak tanımlayan Fidan, Arap ülkelerinin de Gazze’nin yeniden inşası ve yönetimi konusunda bir plan geliştirdiğini sözlerine ekledi.
"HAMAS BİR FİKİR"
Fidan, Gazze'deki Hamas'ın gelecekteki rolüne ilişkin sorulara, Hamas’ın Filistin Devleti’nin altındaki diğer siyasi partiler gibi meşru bir oluşum olduğunu vurgulayarak yanıt verdi. "Hamas, bir direniş hareketidir. İşgalin varlığı nedeniyle silahlı mücadele zemininde kendini bulmak zorunda kalan bir yapıdır. Gelecekte Filistin Yönetimi ya da başka bir oluşum Gazze’de yönetimi üstlenebilir. Ancak birçok gözlemci ve devlet adamı gibi, Hamas sadece bireylerden oluşan bir yapı değil; aynı zamanda bir fikir ve ideolojidir" dedi.
Hamas’ın, İsrail işgalinin ortaya çıkardığı bir ideoloji olduğunu belirten Fidan, işgal ve zulüm sürdüğü sürece Hamas’ı merkez olarak göstermeninin, esas problemin göz ardı edilmesi anlamına geldiğini söyledi. Problemin Filistin topraklarının işgal altında kalması olduğuna dikkat çeken Fidan, "Eğer Filistinlilerin devleti olursa ve 1967 sınırlarında yaşarlarsa, bunun yanında 'Buna rağmen İsrail’e saldıralım' derlerse o zaman en büyük suçu işliyor demektir. Ama işgal altında olan, insanlık dışı şartlarla karşı karşıya kalan bir millet ne yapmalıdır?" ifadelerini kullandı.
"ÖLMEK DIŞINDA ÇARESİ KALMAYAN MİLLET NE YAPSIN?"
Fidan, "Bölgedeki ülkeler, Türkiye dahil bu konuda birlikte hareket edecek ve yardıma hazırız. Eğer bir ülkeye, bir millete devletini, topraklarını ve egemenliğini veriyorsanız ama ona rağmen saldırganlık yapıyorsa, biz de bir araya gelerek bu saldırganlığı durdururuz. Ancak yıllardır işgal altında ve aşağılanmış bir milletin, ölmekten başka bir çare bulamayan insanları var, ne yapsın?" dedi.
Sudan’daki gelişmeler hakkında da Fidan, bu ülkedeki iç savaşın İslam dünyasında görmek istemedikleri bir manzara olduğunu kaydetti.
Fidan, ülkede milyonlarca insanın yerinden edildiğini, Türkiye olarak buraya insani yardım göndermeye çalıştıklarını belirtti ve İslam dünyasının bu duruma duyarlılık göstermesi gerektiğini vurgulayarak, Türkiye'nin dış politikasının yapıcı rolünün büyük önem taşıdığını belirtti. "Cumhurbaşkanımız olduğu sürece, bizler olduğumuz sürece bu politikanın hem bölgemize hem de dünyaya faydalar getirdiğine inanmaktayım" şeklinde ifade etti.
